Kütahya, tarihe adını harflerle değil çinilerle yazdırmıştır. “Ateşte açan çiçekler”le parlamış, seramiğin yüzeyinden yansıtmıştır sevincini de, derdini de, hünerini de… Evliya Çelebi’nin kentidir, ünlü gezgin dünyayı gezmiş olsa da, ilk adımlarını Kütahya’da atmıştır. Çelebi’nin memleketi, hâlâ Osmanlı’nın izlerini taşır. Domaniç’teki Ilıcaksu’da Osman Bey’in babaannesi Hayme Ana’nın üstüne salıncak kurup içinde torununu uyuttuğu Mızık Çam’ı hâlâ dimdik ayaktadır. Bu anıtlaşmış çam ağacı Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından da korumaya alınmıştır. Biraz ilerisinde, yaşlıların binbir hikâyelerini anlattığı koca çınarların altında kaynayan suların içinde zıplayan alabalıkları görürsünüz. Ötelerden bir yayla nefesi gelir size doğru. Efsaneler uçar gelir. Belki de Evliya Çelebi’ye söz gücünü veren Kütahya topraklarından yükselen bu soluktur. Bugün güveçte alabalık ve fırınlanmış tahin helvası yemek için su başına inen konuklara Sarıkız efsanesi fısıldanır: Rüyasında gördüğü ak sakallı dedenin çağrısı üzerine Domaniç’e gelen Sarıkız, tam ağabeyleri tarafından yakalanacakken bir kavak ağacının dibinde kaybolur ve ağacın dibinden su çıkmaya başlar. O gün bugün o su akar durur ve inanışlar, gelenekler gibi kentin geçmişini besler.
Bu kadim şehir, ne zaman ve nereden giderseniz gidin, güzelliklerini cömertçe paylaşır sizinle. Yazın Bursa’dan İnegöl-Domaniç-Tavşanlı rotası ile Kütahya’ya giderseniz yol boyunca doğa, tablo gibi görüntüler sunar. Sonbaharda ormanın renklerine doyum olmaz. Kızarmış gürgen ağaçları, limon sarısı kavak ağaçları, yaprağını dökmeyen yeşil iğneli çam ağaçları bir renk cümbüşü sunar. Kışın geçiyorsanız; ağaçların, derelerin, tepelerin üzerindeki kar huzur verir size. İlkbaharda yeryüzü yeniden uyanırken yeşilin türlü tonları, derelerin sesi, dağ çeşmelerindeki suların tadına doyum olmaz. Arabanızda su bidonunuz varsa doldurun ve eşiniz dostunuzla bu tadı paylaşın.
Kütahya’da geçmişle bugünü aynı zaman diliminde kısa geçişlerle yaşayacaksınız. Frig Vadisi’nde yürüyerek ya da bisikletle gezerken Kapadokya’dakilere benzeyen peri bacalarıyla karşılaşacaksınız. Bu topraklar Frig uygarlığından kalan yapıtların doğduğu yerdir. Baharda Porsuk Baraj Gölü’ne inen leylek sürüleri de binlerce yıldan beri aynı göç yolundan geçip buralara gelirler.
Kütahya’nın merkezindeki Macar Evi adıyla müzeye dönüştürülen konakta, Osmanlı Devleti’ne 1849 yılında sığınıp 1851 yılına kadar burada kalan Macarların öyküsüne tanık olacaksınız. Bu ev, Macar özgürlük savaşçısı Lajos Kossuth ve arkadaşlarının anısına müzeye dönüştürülmüş. Germiyan Sokağı’nda restore edilen evlerde meşhur tefebaşı ve bindallıları bulabilirsiniz. Yemek molasını çevresinde alışveriş mekânlarının da bulunduğu Ispartalılar Konağı’nda verebilirsiniz. Burada Kütahya’ya özgü güveç eti, çevirme ve oğmaç çorbaları, güllacı, ev baklavası, etli kuru biber dolması, nohut böreği, mantısı, kulak aşı gibi yöresel yemekleri denemelisiniz.
Kütahya çinileri, ateşte açan çiçekler olarak tanınır. Yüzyıllardır üretilen bu sanat eserleri, tarihteki ilk işçi ve işveren arasındaki toplu sözleşmenin 1776 yılında Kütahya’da çini atölyelerinde imzalanmasına da vesile olmuş. Evliya Çelebi ünlü Seyahatname’sinde, burada üretilen kâse, fincan, çanak ve çömleklerin dünyada eşi benzeri olmadığını yazar. Bir seramik cenneti olan Kütahya’da porselen ve seramik fabrikalarından başka 500’e yakın çini atölyesi bulunuyor. El ile tek tek özellikle hanımlar tarafından resimlenen, fırınlanan çiniler, kenti ziyaret eden turistlerin çantalarına hediyelik eşya olarak girip tüm dünyaya yayılıyor. Yeni yapılan camiler ve mescitler de Kütahya çinileriyle donatılıyor. İçlerinde en ünlüsü, 1973 yılında yapılan Çinili Cami. Çini ve çiniden eşyalar almak isterseniz 2010 yılında vefat eden ve atölyesi hâlen kızları tarafından işletilen dünyaca ünlü çini sanatçısı, UNESCO ödüllü Sıtkı Olçar’ın “Osmanlı Çini” isimli atölyesine uğramanızda fayda var.
Kütahya jeotermal kaynaklar yönünden de çok zengin. Eğrigöz Dağı’na yaslanmış Göbel Kaplıcaları ve Selçuklular zamanından beri hizmet veren Tavşanlı-Kütahya arasındaki Yoncalı Kaplıcaları konforlu konaklama olanaklarıyla Kütahya’da alternatif tatil için cazip birer seçenek oluşturuyor.